Yemek yapmayi seven ve yillardir bloglari takip eden biri olarak bir blog acmak hep aklimdan gecmekle birlikte; yaptiklarimi yetersiz buluyor ve haddimi asmak istemedigimden hemen vazgeciyordum. Bir yildan uzun bir suredir is hayatindan ve ulkemden uzakta yasiyorum. Burada yasarken hem mutfaga daha cok vakit ayirma ve farkli tarifler deneme sansim oldu hem de basit veya siradan buldugum seylerin, mutfagi bizimki gibi gelismemis ulkelerde oldukca tezahurat aldigini gordum.
Esimin rahmetli annesi 'Yemek demek, emek demek' dermis. Turk mutfagi gercekten emek isteyen ve cok ozel tatlarin yaratildigi bir mutfak. Burada tanistigim ve mutfagimizi bilen insanlar da hep yemeklerimizin lezzetinden ve cesitlerin coklugundan soz ediyorlar. Patlicanla bu kadar cok yemek yapilabilmesi onlarda saskinlik yaratabiliyor. Baklava hamurunu evde acmak, manti yapmak gibi teferruatli isler neredeyse mucize yaratmak gibi algilaniyor. Burada guzel bir aksam yemegi, hazir bir yemegi isitip tabaga koymak, makarna haslayip sos yapmak gibi algilaniyor...
Sonuc olarak, hem amator yemeklerimi hem de yemeklerime de yansittigim dunya gorusumu yeni insanlarla paylasmak eskisi kadar kotu bir dusunce gibi gelmiyor artik. Turkiye'de cok populer olmayan vejetaryen beslenme konusunda belki birtakim fikirler verebilirim diye umut ediyorum. Yemeklerimde kati yag ve islenmis gidalari kullanmama, kizartmadan kacinma gibi birtakim ilkeleri uygulamaya calisiyorum. Saglikli beslenen ve dunyayi sadece kendine bahsedilmis gibi algilamayan, dogayi ve hayvanlari seven insanlarla biraraya gelip yeni seyler ogrenmek umuduyla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder