2 Mayıs 2014

Firinlanmis Sebze

Onceden sadece patlican, biber ve patatesle, yani yazin yapardim firinda sebzeyi. Artik, her mevsim, evde ne varsa onunla yapiyorum. 







Sebzeleri yikayip istedigim buyuklukte dograyarak tuz, karabiber ve zeytinyagi ekliyorum ustlerine. Karistirip 180 derecede renkleri degisip yumusayincaya kadar pisiriyorum. Yanina da biraz yogurt. Iste usengecin aksam yemegi. 


                                   

 Bazen aldigimiz sebzeleri kullanamayiz bir turlu ve dolapta surunup dururlar ya, o durumda yapilabilecek en iyi ve en kolay sey bu bence. Hemen yenmezse sogutulup kapali kapta buzdolabina da kaldirilabilir. Sebzelerimiz de cope gitmekten kurtulmus olur boylece.


1 Mayıs 2014

Elmali Kek

Elma, tarcin ve ceviz uclusunu sevenler icin ideal bir kek...

Evdeki elma stoklarini eritmek icin bu keki yapmaya basladim birkac ay once. Sonrasinda her hafta yaparak mutfagin demirbaslarindan biri haline getirdim. Neva cok sevmiyor cikolatali degil diye. Artik kek yaptigimi gorunce "Icine cikolata mi koydun elma mi?" diye soruyor. Elmaliysa donup bakmiyor bile. 




Malzemeleri:
2 yumurta
1 fiske tuz
1 su bardagi seker
1 su bardagi siviyag
1 su bardagi sut ve yogurt karisimi
1 cay kasigi limon suyu
1 tepeleme tatli kasigi tarcin
1 avuc dolusu hindistan cevizi rendesi
1 avuc dolusu ceviz ici
Un
1'er tepeleme cay kasigi kabartma tozu ve karbonat
Bir cay kasigi limon suyu
Ve tabii elma. 3 tane, kabuksuz ve kup kup dogranmis olarak.

Yumurtalari, tuzu ve sekeri cirpip, sivi malzemeleri sonra da kuru malzemeleri ekleyerek karistiriyorum. En son elmalari ekleyip son bir kez karistirdiktan sonra kucuk kaliplara doldurarak 170-175 derecede, batirdigim kurdan kuru cikincaya kadar pisiriyorum. Firindan cikinca ustune tarcin-vanilya/pudra sekeri karisimi serpiyorum.



16 Nisan 2014

Bahar geldi

Sanma ki derdim güneşten ötürü; 
Ne çıkar bahar geldiyse? 
Bademler çiçek açtıysa? 
Ucunda ölüm yok ya. 
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten 
Güneşle gelecek ölümden 
Ben ki her nisan bir yaş daha genç, 
Her bahar biraz daha aşığım; 
Korkar mıyım? 
Ah, dostum, derdim başka...


Romantik ve hayalperestlerin mevsimi geldi. Balkon duzenegimi kurdum bile. 




San Francisco'ya gidiyorum ara ara. Buyuk sehirde avare avare dolasip yeni yerler kesfetmek cok zevkli geliyor. 




Cok hosuma giden bir film izledim gecen hafta: The Lunchbox. Film, Mumbai'de yasayan ve evliligi iyi gitmeyen bir kadinin, kocasinin begenisini kazanabilmek, bir nebze olsun ilgisini cekebilmek icin ozene bezene yemek yapmasiyla ilgili. 

Mumbai'de calisanlara ogle yemeklerini goturen dabbawala'lar var. Bunu, birkac yil once bir tv programinda gormus ve cok sasirtici bulmustum. Bu adamlar, her sabah evlerden ya da restoranlardan sefertasinda yemek toplayip isyerlerine, calisan insanlara teslim ediyor ve bos kaplari da ogleden sonra geri goturuyorlar. Evlerden bisikletle topladiklari sefertaslarini trenlerle, oldukca uzun bir yolculuktan sonra yerlerine ulastiriyorlar. Izledigim programda cok da cuz'i bir ucret karsiligi bu isi yaptiklari, ama ulkedeki yoksulluk dusunulunce bunun bile sans oldugu belirtiliyordu. Sandigimizdan cok daha fazla insan, neredeyse karin toklugu karsilinda her isi yapmaya razi. Bazi yerlerde bunu da bulamayanlar var ne yazik ki... 

Sistem cok hataya musait gorunse de oldukca duzgun isliyor aslinda. Ama filmde bir karisiklik oluyor ve bu kadincagizin hazirladigi yemekler bir baskasina gitmeye basliyor ve olaylar gelisiyor. Ozellikle kadinlara hitap eden bir film gibi geldi bana. 

Hint mutfagini zaten cok seviyorum, okudugum Hintli yazarlari da... Hint sinemasi da bunlarin yaninda yerini aldi. Ogleden sonra, kahvemi icerek sinema keyfi yaptim. Yapmayi en sevdigim seylerden biri. Ne kadar buyuk ekranli televizyonlar falan ciksa da sinemanin yeri ayri.




Yazar demisken, Jhumpa Lahiri'nin kitaplarini cok seviyorum. Yazar aslen Hintli ama Amerika'da yasiyor. Tum kitaplarini okudum ve su anda da son kitabi The Lowland'i okuyorum. En unlu kitabi filmi de cekilen The Namesake sanirim. Kendi ulkesinden baska yerlerde yasayan insanlari, onlarin yasadigi kultur soku ve degisimleri, bunlarin kusaklar arasindaki etkilerini cok guzel anlatan bir yazar. 




Bu bahar da geldi ve bir sekilde gececek iste. Saglik ve huzurla gecsin yeter. 


6 Aralık 2013

Sonbahardan cizgiler

Bir sonbahar daha bitti. Buralarda bile kis hissediliyor bugunlerde. 

Sonbaharda Los Angeles ve San Diego'da bir hafta, Lake Tahoe'da da bir haftasonu gecirdik. Onun disinda haftasonlarini yakindaki hayvanat bahcesi veya eglence parki gibi yerlere giderek geciriyoruz.




Ozellikle San Diego'da cok dinlendim. Kaldigimiz otel buyuk bir resort oteldi ve otelin en buyuk havuzu odamizin hemen altindaydi. Babasi konferanstayken biz Neva'yla kahvalti yapip havuz basina indik her gun. Bu tatil sonrasi buyuk otellerde kalmama konusundaki kararimi degistirmis olabilirim. Cocuklayken kahvaltidan havuz basina gecebilmek ve butun gun orada yatmak cok da fena degilmis. Uzun bir sure o sekilde yasayabilirim hatta. 




Los Angeles'taki en onemli aktivitemiz Disneyland'e gitmekti. Anne-kiz pek eglendik.



San Diego vejetaryen yemekler acisindan bugune kadar karsilastigim en zengin ve lezzetli seceneklere sahip sehirlerden biriydi. Gecen yil da gitmistik ama bu sefer Yelp sayesinde tam bize gore yerler bulduk. Turkiye'de buradaki kadar yogun kullaniliyor mu bilmiyorum ama burada sac kesiminden markete, parklardan alisveris merkezlerine kadar her mekan konusunda Yelp sayesinde fikir sahibi olmak mumkun. App'ini de cep telefonuma indirdim. Boylece gezerken yakinlarda gidilebilecek her yer hakkinda hemen bilgi sahibi oluyorum. Son yillarda en cok kullandigim uygulamalardan biri. Ozellikle vejetaryenler kendilerine uygun restoran bulmakta zorlanabildiginden cok faydali olabiliyor. 

En begendigim iki restoran Jyoti Bihanga ve Zia oldu. Ilki tamamen vejetaryen yemekler yapan bir yer. Ikincisi ise bir pizzaci. 





Lake Tahoe buradan 4,5-5 saat uzakta, oldukca buyuk bir gol. Etrafinda birkac sehir yer aliyor. Batisi California, dogusu Nevada'ya komsu. Derinligi 500 metreyi buluyormus.





Kiraladigimiz bir evde kaldik otel yerine. Haftasonunu su kenarinda gecirmek iyi geldi. Gol kenarindaki plajlarda yuruyup oturduk. Stand up paddlesurf yapanlari ozenerek izledim. Kipirtisiz suda sakin sakin, suyun ustunde yururcesine gezinmek cok cazip gorundu gozume. O kadar husuya kapilmisim ki hic resim cekmemisim. 





25 Eylül 2013

Makarnali pizza

Televizyondaki bir yemek programinda gordum bu yemegi. Italyanlar, onceki gunden kalan makarnalari cesitli sekillerde degerlendiriyormus. Bu da onlardan biri. 



Artan makarna yumurta, baharatlar ve istenirse sebzelerle karistirilip tavada pisiriliyor.

Makarnanin neli oldugu ya da sekli onemli degil. 



Ben onceki gunden kalan mantarli makarnayi kullandim. 3 yumurta, yarim bardak kadar sut, maydanoz, karabiber ve rendelenmis peynir ekleyip tavaya doktum. Alt tarafi pisince tabak yardimiyla cevirip diger tarafini da pisirdim.

Neva pizza diye yedi. Cocuklar icin yapilabilecek cok pratik ve lezzetli bir yemek. Cok farkli versiyonlari yapilabilir.

16 Eylül 2013

Ferah Kurabiye

Zeytinyagli kurabiye tarifi ariyordum yeni birsey denemek icin. http://pastaneden.blogspot.com/ adresinde buldugum tarifi denedim. 



Olculeri azalttim ve portakal kabugu yerine limon kabugu ekledim. Bardak olarak buyuk boy cay bardagi kullandim ve tarifte verilen miktarlarin tam yarisini kullandim. Bir cay kasigi kadar da limon suyu ekledim.



Ortaya cikan lezzete bayildim. Cok hafif ve lezzetli bir kurabiye. Ayni hafta icinde ikinci kez yaptim evdekilerden gelen talep uzerine.

Benim kullandigim malzemeler ve olculeri soyle:
1 yumurta
1 buyuk cay bardagi seker
1 buyuk cay bardagi siviyag
1 limonun kabugu
Yarim cay kasigi tarcin
Yarim cay kasigi zencefil
1 cay kasigi limon suyu
2 yemek kasigi misir nisastasi
2 su bardagi kadar un
Kabartma tozu

Once sivi, sonra kuru malzemeyi karistirarak ceviz buyuklugunde toplar yaptim ve 175 derecede altlari hafifce kizarana kadar pisirdim. Renkleri kararmadan firindan cikardim. Ortalama 20 tane kurabiye oluyor bu malzemeyle.

1 Eylül 2013

Ispanakli ve menemenli mini kaseler

Marketten aldigim wonton wrappers ile minik borekler yapmayi planliyordum. Sonra menemen yaptigim birgun aklima boyle birsey yapmak geldi. Dolapta biraz da ispanakli borekten kalma ic vardi. Aynisi kare kare kesilmis yufkayla da yapilabilir. Burada guzel yufka olsa ben onunla yapardim zaten.


Muffin kaliplarinin icine ikiser tane wonton wrappers koydum. Iclerine de biberi ve domatesi kavrulmus ama yumurtasi pismemis haldeki menemeni koydum. Biraz baharat ve rende peynir ekledim. 

Ispanakli ici hazirlarken de bir kucuk sogani dograyi siviyagda soteledim ve dogranmis ispanaklari ekledim. Cok fazla degil, sadece ispanaklar hacmini kaybedene kadar kavurup tuz ve karabiber ekledim. Biraz soguyunca da rende peynir ekleyip karistirdim. Bu ici de wonton kaseciklerine doldurdum. 175-180 derecedeki isinmis firinda 15 dakika kadar pisirdim.